| Türkçe | İngilizce | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| Genel | sorun çıkmak | problem occur f. | ||
|
They couldn't travel because a problem occurred. Bir sorun çıktığı için seyahat edemediler. More Sentences |
||||
| Genel | sorun çıkmak | problem arise f. | ||
| Genel | sorun çıkmak | problem come up f. | ||
| Genel | sorun çıkmak | trouble come f. | ||
| Türkçe | İngilizce | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| Genel | (sorun vb.) çıkmak | develop f. | ||
|
The train developed some brake problems, so they called for maintenance. Trenin frenlerinde bazı sorunlar çıkmıştı, bu nedenle bakım servisini çağırdılar. More Sentences |
||||
| Genel | sorun olmaktan çıkmak | stop being a problem f. | ||
| Genel | sorun olmaktan çıkmak | be no longer a problem f. | ||
| Colloquial | ||||
| Konuşma Dili | bir sorun çıkmak | an issue to come up f. | ||
| Idioms | ||||
| Deyim | sorun olmaktan çıkmak | weight off someone's mind f. | ||
| Deyim | (sorun olarak) sonradan karşısına çıkmak | come back to haunt one f. | ||
| Deyim | (sorun) hiç yoktan çıkmak | come out of left field f. | ||
| Deyim | (sorun olarak) sonradan karşısına çıkmak | return to haunt one f. | ||
| Deyim | (sorun) beklenmedik bir yerden çıkmak | come out of left field f. | ||
